Akrep ve Yelkovan: Dönme mi, Dolanma mı?
Saatin akrep ve yelkovanı… Bu ikiliyle her gün yüzlerce kez karşılaşıyoruz. Ama bir soru var ki, kimse buna tam olarak cevap veremiyor: Akrep ve yelkovan dönme mi, dolanma mı? Bu soruyu, her şeyin altını çizerek düşünmeye başladığımda, birden hayatın ne kadar tuhaf olduğunu fark ettim. Dönme, dolanma… İkisi de aslında sürekli hareket içinde olmayı anlatıyor ama bir yandan da birbirinden çok farklı şeyler. Şimdi gelin, bu ikilinin neden sadece saatler için değil, aslında hayatın ta kendisi olduğunu keşfedelim.
Akrep ve Yelkovan: Dönmek, Durmak ve Zamanın Bize Oynaması
Akrep ve yelkovanın en büyük farkı şu: Akrep sakin, yavaş ama bir o kadar da kararlı. Yelkovan ise çılgın, her anı hızlı geçiren, “duramam, hemen bir yere varmalıyım!” diyen türden. Akrep, kendine göre bir yolculuğa çıkarken, yelkovan ne kadar hızlı hareket ederse etsin, bir türlü “varamadığı” noktada durmaz. Yani bir taraftan dönüyorlar, ama bir taraftan da sanki biraz dolanıyor gibiler, değil mi?
Akrep de yelkovan da dönmeyi seviyor. Ama işin içine zaman girdiğinde, birinin gerçekten dönmesinin ne kadar zor olduğunu, diğerinin ise asıl derdinin “dolanmak” olduğunu fark ediyorsunuz. Akrep, saat 12’ye gelene kadar durmaksızın ilerler, ama yelkovan her dakika bir tur atıp durur. Dönme ile dolanmanın ince farkı burada. Akrep bir amaca yönelik dönüyor, ama yelkovan o kadar çabuk geçiyor ki, her şeyin içinde bir “dolanma” hissi bırakıyor.
Düşüncelerim: Akrep ve yelkovan… Birinin amacı var, diğerininse sadece “zaman”ı var. Akrep bir noktaya varmak isterken, yelkovan sanki hiç durmadan etrafında dönüp duruyormuş gibi. Hangi hareket daha mantıklı?
Akrep: Dönme mi, Dolanma mı?
Akrep derin bir düşünce içinde. Bu ikiliyi biraz izledim ve hemen anladım ki, akrep aslında dönmeyi daha çok seviyor. Akrep, yavaş ama kesin adımlarla ilerliyor. Tıpkı bizim hayatta ilerlememiz gibi: Sabırlı, istikrarlı ve emin adımlarla. Ama bazen de o kadar yavaş ilerliyor ki, “Nereye gidiyorsun?” diye sormak istiyorsunuz. Ne kadar zaman geçerse geçsin, o hala o küçük alanda takılıp kalmış gibi görünüyor.
Bir gün akrep saat 12’yi gösterecek, ama o zaman, kendi sabrına ve kararlılığına olan inancı sayesinde, gerçek başarıyı kazanacak. Çünkü ne olursa olsun, akrep hedefe ulaşır.
Benim İçimden: “Hah! Bak, şu an akrep saat 10’daymış, bu kadar sürede ben ne yapardım ki?”
Ama kabul ediyorum, yavaş da olsa her şeyin bir zamanı var. Akrep sabırla, ancak sonuçta “o” doğru noktaya ulaşacak.
Yelkovan: Dönme mi, Dolanma mı?
Yelkovan ise bambaşka bir yaratık. O ne sabır ne de yavaşlıkla ilgileniyor. Çılgınca bir koşuşturma içinde, sürekli ilerlemeye çalışıyor. Her dakika bir yeni tur atıyor ama sanki hiçbir zaman 12’ye gelemiyor. Sadece geçiyor, geçiyor ve bir türlü durmuyor. Evet, yelkovan bir nevi “dolanma” modunda. Her şeyin içinde sürekli bir hareket, bir acelecilik var. Sanki saatin gösterdiği yere ulaşmak hiç bitmeyen bir yolculuk.
Yelkovan hızla hareket ederken, bir yandan da her şeyin ne kadar hızlı geçtiğini hissediyorsunuz. “Bir dakika” demek için geç kalıyorsunuz, çünkü o saniyede yelkovan bir daha dönmüş bile.
Benim İçimden: “Yelkovan da ne oluyor böyle ya? Adam hiç durmuyor! Neyin peşindesin?”
Yelkovan, sürekli bir hız içinde. Ama neye mi varıyor? O hızla ulaşabileceği tek şey, hiç durmadan geçirdiği zaman. Yelkovan’ın yaşadığı hayat, çoğu zaman “dolanma” gibi hissedilir. Ne kadar uğraşsa da, aslında sonuca ulaşamıyor gibi.
Akrep ve Yelkovan: Dönme mi, Dolanma mı? Sonuçta Hep Aynı Şey
Sonuçta, her ikisi de bir şekilde “dönüyor”, değil mi? Ama işin garibi, ikisinin de dönüş biçimi farklı. Akrep, sabırla, belirli bir noktaya odaklanarak dönüyor; yelkovan ise bir türlü o noktaya ulaşamadan, sürekli bir dolanma içindeymiş gibi hissediyor.
Aslında, bu ikiliyi hayatla da ilişkilendirebiliriz. Bazen biz de akrep gibi yavaşça ilerleriz, adım adım hedefimize ulaşırız. Ama bazen de yelkovan gibi hızla geçeriz, bir türlü o hedefe ulaşamayız ama her dakika, her saniye bir şeyler yapıyor gibi hissederiz.
Kendime: “Yani, hayat ya yelkovan gibi hızlı geçiyor ya da akrep gibi sabırla ilerliyoruz. Ama her durumda bir şeyler oluyor.”
Sonuçta, akrep ve yelkovan dönüyor. Belki biri dolanıyor, diğeri ise gerçekten “dönüyor” ama kim bilir, belki de ikisi de aynı yolda ilerliyor. Zaman, bir şekilde geçiyor. Hem yelkovan hem de akrep, kendi tarzlarında hareket ediyorlar; belki de ikisinin de hayatı biraz “dolanma” biraz “dönme”…
Sonuçta Kim Daha Hızlı?
İşin sonunda, bu iki dostun arasında kıyas yapmanın ne kadar anlamsız olduğunu fark ediyorum. Her biri, zamanın birer temsilcisi. Akrep sabırla ve kararlılıkla, yelkovan ise çılgınca ama hızla ilerliyor. Belki de hayatın gerçeği, her ikisinin de farklı hızlarla ilerlediği bir döngüde bulunuyor.
Hayat, bir anlamda, ya dönüyor ya da dolanıyor… Akrep ve yelkovan da bu oyunun iki farklı yüzü.