İçeriğe geç

Anaksimandros Thales’in arkhesine neden karşı çıkar ?

Anaksimandros Thales’in Arkhesine Neden Karşı Çıkar? – Felsefi Bir Çekişme, Ama Komik!

İzmir’de yaşıyorum. Sabahları işe gitmek için erken kalkmak zorundayım, sonra kafamda evdeki kahve makinesiyle olan savaşımı düşünüp bir iki kahve içiyorum. Hayatımda bazı sorular var ki, kafamı kurcalıyor ama bunların cevabını bulmak için felsefeye yöneliyorum. Mesela, Anaksimandros ve Thales’in, böyle meşhur filozoflar arasında, ne kadar ciddi bir felsefi çekişmeye girdiklerini düşündüm bir sabah. “Anaksimandros Thales’in arkhesine neden karşı çıkar?” sorusu gerçekten düşündürmeye değer.

Bu yazıda, Thales’in “her şeyin su olduğunu” savunduğu arkhe fikrine karşı çıkan Anaksimandros’un, aslında neden bu kadar kararlı bir şekilde karşı çıktığını mizahi bir dille inceleyeceğim. Hadi gelin, biraz hem felsefe yapalım hem de bir yandan ne kadar komik olabileceğimizi gösterelim!

Thales’in Suyu – Evet, Ama Ne Zaman İçin?

Anaksimandros’un Thales’in “her şeyin su olduğunu” savunduğu arkhesine karşı çıkmasının nedenlerinden biri, suyun biraz aşırıya kaçmış bir seçim olduğu gerçeğiyle ilgili. Düşünsenize, her şeyin su olmasından bahsediyoruz. Yani… gökyüzü de su mu? Dağlar da su mu? O zaman suyu bu kadar sıradan bir madde yapmasak mı?

Beni anlayan biri olarak, şöyle düşünün: Akşam arkadaşlarla bir araya geldiniz. Konuşmalar, bir anda eski filozoflara kaydı. Thales’in “Her şey su” diyerek yemek yapacaksa ne olacak? “Bu ekmek suyla yapılabilir mi? Ama pizza da olsa! İşte bu kadar su!” Neyse ki, Anaksimandros oradaydı da, “Dur bir dakika, bir dakika!” dedi.

İçimdeki felsefeci şöyle diyor: “Yani, Thales buna gerçekten mi inanıyordu? Her şey su, peki ya Mars’ta yaşam var mı? Su orada da var mı?”

Ama Anaksimandros’un bakış açısı biraz daha genişti. O, her şeyin su olamayacağını düşünüyor ve aslında daha “soyut” bir şeyin olması gerektiğini savunuyor. “Arkhe” bir şey olmalı, ama su değil!” diye haykırarak teorisini ortaya koyuyor. Anaksimandros’a göre arkhe, sınırsız ve belirli bir özelliği olmayan bir maddeydi. O, suyu bir madde olarak çok dar bir perspektifte görüyor. Bir tür “yetersiz” bir başlangıç diyebiliriz. Anaksimandros’un kafasında, her şeyin “sınırsız” ve “sürekli değişen” bir şeyden çıkması gerektiğini düşünüyordu.

Anaksimandros’un “Apeiron”u: Sınırsız Bir Başlangıç

Anaksimandros, Thales’in su teorisini çok sıradan buldu ve bunun yerine “Apeiron” kavramını ortaya attı. Apeiron, sınırsız ve belirli bir özelliği olmayan bir maddeydi. Yani, Anaksimandros’a göre, evrenin başlangıcında her şeyin temelinde bir “sınırsızlık” vardı. Hangi maddeydi bu? O kadar sınırsızdı ki, hiçbir şey diyemiyordu!

Bunu düşünürken birden kafamda bir iç ses canlandı: “Peki ama, Anaksimandros sınırsızlık diyor ama bu da biraz belirsiz değil mi? Kötü bir ilişki gibi: ‘Seninle sınırsız bir sevgi içindeyim’ diyorsun, ama o da ne demek? Bir açıklama istiyorum!”

İçimdeki filozof, “Okey, belirsiz diyorum ama bence Thales’ten daha derin,” diyor. Ama Anaksimandros’un “apeiron” fikri de aslında “her şeyin su olmasına karşı daha doğru” diye düşündüm. Çünkü su, bir noktada belirli bir özellik taşıyor. Sınırsızlık ise, bir tür geçiş noktası; her şey olabilir. Belirsizlik, değişim, evrim için gerekli.

Arkhe’deki Çekişme: İki Filozof Arasında Nasıl Bir Diyalog Olurdu?

Hadi biraz da mizahi bir şekilde, Thales ve Anaksimandros arasındaki olası bir diyalogu hayal edelim. İkisini bir kafede otururken, tartışıyorlarmış gibi düşünün:

Thales: “Her şeyin su olduğunu sana söyledim, ama hâlâ inanmak istemiyorsun.”

Anaksimandros: “Evet, abi, su her şey olamaz. Hangi akla hizmet? Gökyüzü su mu? Bu kadar dar bir perspektife sıkışma!”

Thales: “Ama su, hayatın kaynağı değil mi? Her şey suyla başlar, su her yerde var.”

Anaksimandros: “Su? Ciddi misin? O zaman pizza da suyla yapılabilir mi? Yani, bir de suyu yemek tarifinde kullanabilirsek, her şey çözülür mü?”

Thales: “Tamam, tamam. Ama sen o ‘sınırsız’ dediğin şeyle ne yapacaksın? Bunu insanlara nasıl anlatacaksın?”

Anaksimandros: “Bunu da insanlara anlatmak kolay. Bu sınırsızlık her şeyin temelinde var! Senin suyun gibi değil, daha geniş ve evrensel bir şey. O yüzden, abi, bırak suyu!”

Bunu yazarken içimdeki felsefi düşünür şunu ekliyor: “Gerçekten, su kadar sınırlı bir başlangıçla evreni açıklamak… Ne kadar dar bir görüş açısı!”

Anaksimandros’un Düşüncesi: “Her Şeyin Başlangıcı Sınırsız Olmalı”

Evet, Anaksimandros Thales’in arkhesine karşı çıktı çünkü ona göre sınırsızlık, evrenin başlangıcını anlamanın en doğru yoluydu. “Apeiron”, Thales’in suyu kadar belirli ve sınırlı değildi. O yüzden Anaksimandros, evrenin doğasını açıklarken daha soyut ve geniş bir çerçeve kullanmayı tercih etti.

Ve burada, içimdeki insan kısmı diyor ki: “Bazen dar düşünmek, pratik olabilir ama evren o kadar geniş ki, buna sadece bir maddeyle açıklama getiremezsin. İnsan gibi olmak, her zaman biraz daha açık fikirli ve geniş perspektife sahip olmak demektir.”

Sonuç: Biraz Derin, Biraz Şaka

Sonuçta, Anaksimandros Thales’in arkhesine neden karşı çıkıyor? Çünkü Anaksimandros, evrenin daha geniş, daha soyut ve sınırsız bir başlangıç gerektirdiğini savunuyordu. Thales’in “su” fikri, fazla dar bir perspektife sahipti. Thales’in evreni açıklamak için kullandığı su, ancak çok basit bir başlangıç olabilir. Ama bu düşüncelerin ve tartışmaların hem ciddi hem de eğlenceli tarafları var, değil mi?

Belki de bir sonraki kahve muhabbetinde Thales’in suyu ve Anaksimandros’un sınırsızlık düşüncesini daha derinlemesine tartışabiliriz. Tabii, pizza konusunda biraz daha net olalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort megapari-tr.com
Sitemap
vdcasino