Tarihin Nabzı: 3 Ocak ve 4 Temmuz’da Neler Olur? Geçmişi anlamak, aslında bugünü çözümlemektir. Her tarih, bir milletin hafızasında iz bırakır; kimi günler zaferlerin yankısıdır, kimileri ise yeni başlangıçların habercisi. Bir tarihçi için zaman çizgisi düz bir hat değildir; 3 Ocak ve 4 Temmuz gibi tarihler, insanlığın kolektif hafızasında dönüm noktalarıdır. Bu iki tarih, yalnızca takvimdeki iki gün değildir; biri ulusların yeniden doğuşunu, diğeri özgürlük fikrinin küresel yankısını temsil eder. 3 Ocak: Yeni Bir Dönemin Eşiği 3 Ocak, Türk tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. 1920’lerin başında Anadolu, savaşın yıkımıyla sarsılırken milletin umudu yeniden örgütleniyordu. 3 Ocak 1920’de toplanan Son Osmanlı…
Yorum BırakYazar: admin
Kandil Simidi İçinde Kaç Tane Var? Yerelden Küresele Bir Paylaşım Hikâyesi Giriş: Rakamların Ötesinde Bir Soru Kandil simidi gibi geleneksel bir lezzet söz konusu olduğunda, bazen en basit gibi görünen sorular bile bizi derin düşüncelere götürür. “Kandil simidi içinde kaç tane var?” sorusu da tam olarak öyle. İlk duyduğumuzda belki aklımıza sadece bir kutunun içindeki sayıyı hesaplamak gelir ama işin aslı bundan çok daha fazlasıdır. Çünkü bu sayı, sadece bir miktarı değil; kültürel alışkanlıklarımızı, toplumsal değerlerimizi ve hatta dünyaya bakış açımızı da yansıtır. Gelin şimdi bu sorunun izini, hem yerel geleneklerin içinde hem de küresel mutfakların arasında birlikte sürelim. —…
8 Yorum“Tavada Gül Böreği Yapılır mı?” Öğrenmenin Mutfağında Bir Pedagojik Deneyim Her yeni tarif, aslında bir öğrenme deneyimidir. Bir öğretmen olarak öğrencilerime hep şunu söylerim: “Öğrenmek, bir tarifi ilk kez denemek gibidir; sabır, gözlem ve içten bir merak ister.” İşte bugün, bu anlayışla basit bir mutfak sorusundan yola çıkıyoruz: Tavada gül böreği yapılır mı? Bu sorunun cevabı yalnızca mutfakta değil, öğrenme teorilerinde ve yaşamın kendisinde saklıdır. Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Böreğin Ardındaki Pedagoji Bir gül böreği yapmayı öğrenmek, tıpkı yeni bir beceriyi edinmek gibidir. Önce merak duyarsınız, sonra araştırır, dener, yanılırsınız. Bu süreç, David Kolb’un deneyimsel öğrenme kuramını akla getirir: Deneyim…
4 YorumSözüne Gelmek Ne Demek? Edebiyatın Derinlerinden Bir Kavrayış Edebiyatın büyüsü, kelimelerin sadece anlam taşımakla kalmayıp, duyguları ve düşünceleri dönüştürme gücünden gelir. Bir yazarın kaleminden dökülen her kelime, insan ruhunun derinliklerinde yankılanan bir çağrıdır. Sözcükler, kimi zaman bir dağın sessizliğinde yankı bulur, kimi zaman da bir karakterin içsel çatışmasında yeniden şekillenir. İşte tam da bu bağlamda, “sözüne gelmek” deyimi, yalnızca bir dil kalıbı değil, bir ruh halinin, bir fark edişin edebi izdüşümüdür. Kelimenin Kökünde Saklı Anlamlar “Sözüne gelmek”, gündelik dilde genellikle bir kişinin, daha önce duyduğu veya reddettiği bir düşünceye, zamanla hak vermesi anlamında kullanılır. Ancak edebiyat perspektifinden bakıldığında bu deyim,…
Yorum BırakMaxilla Hangi Çene? Psikolojik Bir Mercekten Bedenin Sessiz Mesajı Bir psikolog olarak, insan davranışlarını anlamaya çalışırken çoğu zaman gözler, eller, duruş ya da ses tonuna odaklanırız. Fakat yüzün, özellikle de maxilla olarak bilinen üst çenenin, insanın iç dünyasına dair sessiz ama derin mesajlar taşıdığını fark ettiğinizde, bedensel yapının psikolojiyle nasıl bir bağ kurduğunu sorgulamaya başlarsınız. “Maxilla hangi çene?” sorusu ilk bakışta sadece anatomik bir merak gibi görünür. Ancak bu basit soru, insanın bilişsel, duygusal ve sosyal düzeyde kendini ifade etme biçimlerine dair gizli ipuçlarını barındırır. — Bilişsel Psikoloji Açısından Maxilla: Zihinsel Temsillerin Yüzdeki Yansıması Maxilla, yani üst çene, yüzün merkezini…
8 YorumDünyaya farklı pencerelerden bakmayı seven biri olarak, sofralarımızdaki küçük detayların aslında büyük kültürel hikâyeler taşıdığını düşünüyorum. Bir tabak yoğurt, bir avuç badem ya da bir dilim peynir… Hepsi yalnızca besin değil, birer gelenek, birer yaşam biçimi. “Kalsiyum en çok hangi gıdada bulunur?” sorusu da bu açıdan bakıldığında yalnızca bir sağlık sorusu değil; aynı zamanda toplumların yemek kültürlerini, doğayla ilişkilerini ve hatta yaşam felsefelerini anlatan bir aynadır. Kalsiyumun Evrensel Önemi Kalsiyum, yaşamın temel yapı taşlarından biridir. Dünya Sağlık Örgütü, kalsiyumun kemik ve diş sağlığının yanı sıra kas fonksiyonları, sinir iletimi ve kalp ritmi için hayati olduğunu vurgular. Ortalama bir yetişkinin günde…
8 YorumGöz Hangi Maddeden Oluşur? Bir Psikoloğun Merceğinden İnsan Görüşü Üzerine Düşünceler Bir psikolog olarak gözle başlarım insanı anlamaya. Çünkü göz, yalnızca görmenin değil, algının, duygunun ve niyetin en saf yansımasıdır. Karşımdaki danışan bir şey anlatırken gözleri bir anlık tereddütle sola kaydığında, yalnızca bir bakış yönü değil; bir savunma mekanizması, bir korku izi ya da bir umut belirtisi görürüm. Peki, bu mucizevi organ gerçekten hangi maddeden oluşur? Ve bu maddeler, zihnimizin karmaşık yapısıyla nasıl etkileşir? Biyolojik Gerçeklik: Görmenin Maddesel Temeli Göz, temelde su, protein, yağ ve minerallerden oluşan karmaşık bir yapıdır. Ancak bu maddeler, insanın dünyayı algılayış biçimini tek başına açıklayamaz.…
Yorum BırakGörsel Gösterge Ne Demek? Öğrenmenin Görsel Dili Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak yıllar içinde fark ettiğim bir gerçek var: Öğrenme yalnızca sözcüklerle değil, imgelerle de şekillenir. İnsan zihni, gördüklerini yalnızca kaydetmez; onları anlamlandırır, dönüştürür, yeniden inşa eder. İşte bu yüzden “görsel gösterge” kavramı, eğitimin en güçlü araçlarından biridir. Çünkü her görüntü, bir mesaj taşır; her simge, bir anlamı işaret eder. Bu yazıda “Görsel gösterge ne demek?” sorusuna pedagojik, teorik ve toplumsal bir perspektiften yaklaşacağız. Görsel Gösterge Nedir? Anlamın Görsel Haritası Basit bir tanımla görsel gösterge, bir görüntünün, sembolün ya da işaretin belirli bir anlamı temsil etmesidir. Bir trafik…
Yorum BırakGurbet şarkı sözleri kime ait? Tarihsel kökenler, modern yorumlar ve karışıklığın sebepleri “Gurbet” dendiğinde tek bir eserden değil, birbirinden farklı iki güçlü geleneğin ürününden söz ederiz: birincisi Özdemir Erdoğan’ın popüler “Gurbet” şarkısı; ikincisi ise sözleri halk şiiri geleneğine dayanan, “Gurbet elde bir hâl geldi başıma / Ağlama gözlerim Mevlâ’m kerimdir” mısralarıyla bilinen anonimleşmiş türkü. Bu ikili yapı, “Gurbet şarkı sözleri kime ait?” sorusunu doğal olarak çok-anlamlı kılar. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Özdemir Erdoğan’ın “Gurbet”i: Besteci ve söz yazarı kim? 1970’lerden itibaren geniş kitlelere ulaşan Özdemir Erdoğan’ın “Gurbet”i, bestesi ve sözleriyle doğrudan sanatçının yaratımı olarak bilinir; Erdoğan, röportajlarında eserin ortaya çıkış sürecini ayrıntılarıyla anlatır.…
Yorum BırakGrekoromen Serbest Stil Nedir? Gücün, Zekânın ve Tarihin Buluştuğu Nokta Grekoromen ve serbest stil güreş, insanlık tarihinin en eski spor geleneklerinden birinin iki farklı yansımasıdır. Her ikisi de fiziksel güç, stratejik düşünce ve teknik ustalık gerektirir. Ancak Grekoromen stil ile serbest stil arasındaki fark, sadece teknik değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel bir ayrımdır. Bu ayrım, sporu sadece bir mücadele değil, aynı zamanda bir düşünce biçimi haline getirir. Tarihin Derinlerinden Gelen Bir Mücadele Geleneği Grekoromen güreşin kökeni, adından da anlaşılacağı gibi Antik Yunan ve Roma dönemlerine kadar uzanır. Eski Yunan’ın “pále”si ve Roma’nın “lucta”sı, bedensel güç kadar stratejik zeka gerektiren…
Yorum Bırak